23 Temmuz 2017 Pazar

Trabzondergi.com'da yayımlanan ikinci köşe yazım: FIRTINA KOPUYOR FIRTINA



Turgay Şeren Spor Toto Süper Ligi’nin bitimine 3 hafta kala Trabzonsporumuz 49 puanla 5. sırada, aynı puanı paylaştığı Antalyaspor ise hemen arkasında. 2016-2017 sezonunun genel analizini mutlaka ilerleyen yazılarımızda ele alacağız. Fakat sona 3 kala anlık değerlendirme yapmak, “olan oldu, önümüze bakalım” demekten başka çaremiz kalmadı. Medical Park Arena’nın açılışından, yani 19. haftadan başlayarak esen fırtına, son haftalarda yerini ne yazık ki sessizliğe bıraktı. 27. haftada Beşiktaş mağlubiyetiyle başlayan kendi evimizde galip gelememe serisi devam ederken, 31. haftada ligin son sırasında bulunan ve alt lige düşmesi kesinleşen Adanaspor karşısındaki beraberlik, birşeylerin ters gittiğini ortaya çıkardı.
Bir üst basamakta bulunan Galasaray’ı ise kaybedilen puanlar sebebiyle yakalayamadık ve ZTK Finali’nden gelecek sonuca bağlanmak zorunda kaldık. Arkadan aynı puanla gelen Antalyaspor da hesaba katılırsa, Trabzonspor’un Avrupa hesapları allak bullak bir hal aldı… İçeride, şampiyonluk mücadelesi veren Başakşehir ve Bursaspor maçlarından puan kaybına tahammül yok, Fenerbahçe ile 34. haftada İstanbul’da oynanacak maçın anlamı öneminden daha da büyük…


50. yılda Medical Park Arena’da bir Avrupa mücadelesi…
Hayal mi? ASLA!
Sadece ihtimal ne yazık ki!
Dahası ZTK’nı Konyaspor’un alması durumunda imkansız! O zaman Trabzonsporlu’ya düşen görev bu önemli dönemeçte umudunu kaybetmemek… 50 senedir olduğu gibi…
Gelin bütün matematiksel hesapları bir kenara bırakalım, sizinle tarihin labirentlerinde bir dolaşalım. ‘Avrupa’ya gider miyiz?’ sorusunun ceavbını hep beraber bulalım;
Trabzonspor, Türk futbolundaki statükoyu her kırdığında ses, çok başka, çok uzak bir yerlerden yankılanıyordu: Avrupa’dan… Yabancı ülkelerde yaşayan gurbetçilerimiz 24 Mayıs 1976’da BBC Türkçe Radyosu’ndan haberi aldılar: Şampiyon Trabzon!..
Evet, ligin bitimine 1 hafta kala şampiyonluğunu İzmir’de ilan eden Trabzonspor 1975-1976 sezonunu 43 puanla şampiyon olarak kapatmıştı.
Gelecek sezon Trabzonspor’u ilk kez bir UEFA organizasyonu bekliyordu, Karadeniz’in Kaplanları Avrupa’yı fethetmeye hazırdılar. Şampiyon Klüpler Kupası’nda ilk turda rakip İzlanda şampiyonu IA Akranes’ti… 3-1 ve 3-2’lik galibiyetlerle Trabzonspor 1. turu geçmiş, Avrupa basını gözünü Türkiye Süper Ligi’nin bu yeni şampiyonuna çevirmişlerdi…
France Futbol, “Trabzonspor uzun yıllar Türk futbolunda başı işgal etmiş üç büyüklerin saltanatını yıktı ve şampiyon oldu. Türkiye’yi temsil edecek Trabzonspor, Avrupa çapındaki futbolcularını kaybetmezse Şampiyon Kulüpler Kupası’nda da sürpriz yapabilir” diyerek haberi tüm dünyayla paylaşıyordu…
BBC televizyonu da habere geniş yer ayırıyordu: “Trabzonspor’un başarısını Türk futbolunda bir devrim olarak niteliyoruz. Sezon başında ligi başta götüren Fenerbahçe şampiyonluğu taşra takımına hediye etti.”

Trabzonspor’un karşısına 2. turda İngiliz devi Liverpool dikilmişti… Ve…
Tik, tak… Tik, tak…
Avni Aker’de maç öncesi saniyeler bile heyecanlanıyordu…
Zaman geçmiyor, binler coşkuyla yeni bir destan bekliyorlardı…
Olur mu? Liverpool yenilir mi?
O yıllarda İngiltere şampiyonu üst üste Avrupa şampiyonluğu kazanıyor ve dünyanın bir numaralı takımı olarak gösteriliyordu. Trabzon’a turistik gezi yapacaklarını sanıyorlardı. Türk Spor Kamuoyundaki birkaç İstanbul sevdalısı Trabzonspor’un hezimete uğrayacağını(!) yazıyordu. O gün 2. turun ilk maçında Avni Aker’i hınca hınç dolduran Trabzonlular aynı kanıda değillerdi. İngiliz takımının patronu Bob Paisley; “Biz iki yıldır yenilmiyoruz, burda da yenilmeyeceğiz, çünkü karşımızdaki takım bizi yenebilecek hatta zorlayabilecek bir takım değil, onun için çok rahat bir maç oynayacağız, farklı yeneceğimize inanıyorum.” diyordu…
Maç başlamıştı… Liverpool, Trabzonspor’un ataklarından bunalmıştı, beraberliğe hesap yapmaya başlamıştı. Ta ki, 62. dakikada Necmi, İngiltere Milli Takımı’nın kaptanı tarafından düşürülünceye kadar… Cemil Usta topu filelere taktı ve Liverpool takımı Trabzon’a tatil için gelmediklerini anlamışlardı. Şok oldular ve uçaklarından evlerine dönerken son kez Trabzon semalarına baktılar… Hiç unutamadılar…
41 sene sonra bugün…
Duyuyorum kalp atışlarınızı…
Yine saniyeler geçmiyor tik-tak, tik-tak…
Cemil Usta yine topun başında hissediyorum…
Nefesinizi tuttunuz biliyorum…
Kulağıma kemençe sesleri geliyor…
Kuzey Kale Arkası “Fırtına” diye bağırıyor, Güney “İhtilal” diye karşılık veriyor…
Maraton “Efsane” diye haykırıyor…
Dozer Cemil topa doğru koşuyor, 50. yılda Avrupa yine yeniden birkez daha geliyor…
FIRTINA KOPUYOR FIRTINA!..
HAYDE AKYAZI’YA!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder